Sevgiler.
27 Ekim 2010 Çarşamba
İlk Blog Ödülüm
Bana bu güzel ödülü gönderen sevgili Yelda'ya teşekkür ediyor ve çok sevdiğim ama seçmekte zorlandığım 15 blogger arkadaşıma bu ödülü gönderiyorum.
Sevgiler.
Sevgiler.
26 Ekim 2010 Salı
AYVA TATLISI
Etiketler ♥
AYVA TATLISI
,
FOOD
LEYLAK
22 Ekim 2010 Cuma
SABIR,HAYAL,HAK
Hak etmek ,
Bilmek öğrenmek için çaba sarfedeceksin.
Bir önceki yazımda evde üzerime düşen görevleri yapıp dışarı çıkma hakkını elde ederdim demiştim
herkes üzerine düşen görevi yapsa içtiği suyun bardağını yerine bıraksa herkes eşit şekilde vakit geçirir herkes birbirini daha iyi anlar hoşgörüsü daha fazla olur, sabır gücü artar yani daha iyi insan olur.Siniri alınmış insanlar oluruz.
Okuldan geldikten sonra evde ne yapılacaksa ben yorgunum benim dersim var gibi bahaneler olamazdı
kaytardığımız saatler olurdu ama bize ait işleri er yada geç yapardık.
her gün aynı işleri yaptıkça, evdeki işlerde ehil olmuştuk daha kısa sürede bitirip dışardaki zamanı da daha iyi kullanma becerisi oluşturmuştuk.
işler bittikten sonra ya kapının önünde oturup elişi yapardık ya voleybol oynardık (okul takımında lisanslı oynardım) evlerde toplanıp dans ederdik, yedi kız arkadaştık, nereye gidersek ne yaparsak birlikte yapardık aynı okula giderdik , ben tembeldim ablam tembeldi digerleri çok akıllı zekilerdi takdir teşekkürle sınıf geçerlerdi ablam ve ben ikmale kalmadan geçemezdik. Şimdi böyle düşünmüyorum, o zaman okula gitmek bana boşa geçen zaman gibi geliyordu. ödevlerimi kesinlikle yapardım sorumluluğumu bilirdim iyi not almak için çaba sarfetmezdim. diger işlerde ablam ve ben çok becerikliydik voleybol uzmanlık alanımdı.
sonra hep gözüm dışarda oldu yeni yerler görmek en büyük hayalim oldu .
bir yer görmek ,yeni birşeyler ögrenmek yeni birlerini tanımak ön plana çıktı.
Hayal kurmak ama ulaşılamayacak hayaller değil onların peşinden koşmayı, yakalamak için çaba sarfetmeyi
ümit etmeyi, kimsenin üzerine basmamayı, hakkı hukku hiç unutmamayı çok iyi öğrendim.
Bunlar bir insana merhameti, hoşgörüyü ve sabrı öğretiyor.
hedefi olan onu yakalamak isteyen zevkle çalışır yorulmaz.
Sabırla çalışır kendi gibi olmayan insanlara sabreder.
bunları öğrenene kadar yıllar yıllar geçer. güzel hoş tecrübeler edinilir.
Bilmek öğrenmek için çaba sarfedeceksin.
Bir önceki yazımda evde üzerime düşen görevleri yapıp dışarı çıkma hakkını elde ederdim demiştim
herkes üzerine düşen görevi yapsa içtiği suyun bardağını yerine bıraksa herkes eşit şekilde vakit geçirir herkes birbirini daha iyi anlar hoşgörüsü daha fazla olur, sabır gücü artar yani daha iyi insan olur.Siniri alınmış insanlar oluruz.
Okuldan geldikten sonra evde ne yapılacaksa ben yorgunum benim dersim var gibi bahaneler olamazdı
kaytardığımız saatler olurdu ama bize ait işleri er yada geç yapardık.
her gün aynı işleri yaptıkça, evdeki işlerde ehil olmuştuk daha kısa sürede bitirip dışardaki zamanı da daha iyi kullanma becerisi oluşturmuştuk.
işler bittikten sonra ya kapının önünde oturup elişi yapardık ya voleybol oynardık (okul takımında lisanslı oynardım) evlerde toplanıp dans ederdik, yedi kız arkadaştık, nereye gidersek ne yaparsak birlikte yapardık aynı okula giderdik , ben tembeldim ablam tembeldi digerleri çok akıllı zekilerdi takdir teşekkürle sınıf geçerlerdi ablam ve ben ikmale kalmadan geçemezdik. Şimdi böyle düşünmüyorum, o zaman okula gitmek bana boşa geçen zaman gibi geliyordu. ödevlerimi kesinlikle yapardım sorumluluğumu bilirdim iyi not almak için çaba sarfetmezdim. diger işlerde ablam ve ben çok becerikliydik voleybol uzmanlık alanımdı.
sonra hep gözüm dışarda oldu yeni yerler görmek en büyük hayalim oldu .
bir yer görmek ,yeni birşeyler ögrenmek yeni birlerini tanımak ön plana çıktı.
Hayal kurmak ama ulaşılamayacak hayaller değil onların peşinden koşmayı, yakalamak için çaba sarfetmeyi
ümit etmeyi, kimsenin üzerine basmamayı, hakkı hukku hiç unutmamayı çok iyi öğrendim.
Bunlar bir insana merhameti, hoşgörüyü ve sabrı öğretiyor.
hedefi olan onu yakalamak isteyen zevkle çalışır yorulmaz.
Sabırla çalışır kendi gibi olmayan insanlara sabreder.
bunları öğrenene kadar yıllar yıllar geçer. güzel hoş tecrübeler edinilir.
21 Ekim 2010 Perşembe
SALKIM AİLELER,
Arkadaşımla sohbet ediyorduk bana,
"ben artık çekirdek aile değil,salkım aile istiyorum" dedi,
Ben Istanbul da yaşıyorum son zamanlarda havalarımız yağmurlu, karanlık , akşam çabuk oluyor kış doğumlu olduğumdan ben bu havaları çok severim kurt puslu havaları severmiş sanırım biraz kurt var içimde.,
geçmiş yıllarda, Kanlıca da deniz üzerinde, tabanı ahşap bir kahve vardı , üç tarafı cam, deniz üstündesiniz kahvenin ortasında bir soba vardı sobayla ısınırdı orası yağmur yağdığı zaman bir tek orayı arzu eder orada çay içmeye giderdik denize düşen her yağmur damlası denizde o kadar güzel manzara yaratırdı ki sırf o manzarayı seyretmeye o unutulmaz çayı içmeye giderdik, yanına simidimizi alır giderdik , çay bardakları bildiğimiz klasik çay bardakları 1 tane kesmez sıcak sıcak üç bardak iyi gelirdi ,oturduğumuz semt ile Kanlıca arası bir saatten fazla sürerdi.
Her yağmur yağdığında hava karardığında aklımıza ilk orası gelir bir kaç arkadaş birbirimizi ararız,
o zamanlar hepimiz başımıza buyruk sorunu olmayan bir devir geçirdik, etrafımız nezih bir ortamdı , dejenere olmuş hiç bir şey yoktu ,kalabalık ailelerde anne, baba, kardeşler diğer büyükler ve en yakın akrabalarımız vardı ben kendi adıma konuşuyorum ben bu kalabalığın faydasını çok gördüm, fırsat bilip çok gezerdim yani arada kaynardım , çünkü evdeki kalabalık hiç bitmezdi Allah eksikliğini vermesin misafirde hiç bitmezdi bana düşen görevleri yapıp dışarı çıkma hakkını elde ederdim, bu söz şimdi bir çok kişiyi rahatsız edebilir.
sevgi ile kalın
devam edecek.
"ben artık çekirdek aile değil,salkım aile istiyorum" dedi,
Ben Istanbul da yaşıyorum son zamanlarda havalarımız yağmurlu, karanlık , akşam çabuk oluyor kış doğumlu olduğumdan ben bu havaları çok severim kurt puslu havaları severmiş sanırım biraz kurt var içimde.,
geçmiş yıllarda, Kanlıca da deniz üzerinde, tabanı ahşap bir kahve vardı , üç tarafı cam, deniz üstündesiniz kahvenin ortasında bir soba vardı sobayla ısınırdı orası yağmur yağdığı zaman bir tek orayı arzu eder orada çay içmeye giderdik denize düşen her yağmur damlası denizde o kadar güzel manzara yaratırdı ki sırf o manzarayı seyretmeye o unutulmaz çayı içmeye giderdik, yanına simidimizi alır giderdik , çay bardakları bildiğimiz klasik çay bardakları 1 tane kesmez sıcak sıcak üç bardak iyi gelirdi ,oturduğumuz semt ile Kanlıca arası bir saatten fazla sürerdi.
Her yağmur yağdığında hava karardığında aklımıza ilk orası gelir bir kaç arkadaş birbirimizi ararız,
o zamanlar hepimiz başımıza buyruk sorunu olmayan bir devir geçirdik, etrafımız nezih bir ortamdı , dejenere olmuş hiç bir şey yoktu ,kalabalık ailelerde anne, baba, kardeşler diğer büyükler ve en yakın akrabalarımız vardı ben kendi adıma konuşuyorum ben bu kalabalığın faydasını çok gördüm, fırsat bilip çok gezerdim yani arada kaynardım , çünkü evdeki kalabalık hiç bitmezdi Allah eksikliğini vermesin misafirde hiç bitmezdi bana düşen görevleri yapıp dışarı çıkma hakkını elde ederdim, bu söz şimdi bir çok kişiyi rahatsız edebilir.
sevgi ile kalın
devam edecek.
Etiketler ♥
crowded family
,
story
20 Ekim 2010 Çarşamba
POĞAÇA
Etiketler ♥
FOOD
,
savory pastry.
18 Ekim 2010 Pazartesi
KOKTEYL BİBER
TİRMİS
Tarihçe: Güney Amerikadaki Kızılderili kabilelerinden Navajo’ların bitkiyi kısırlık için kullandıkları bilinmektedir. Ayrıca acı baklayı kullanan kadının kız çocuk doğuracağına inanılırdı
Etiketler ♥
BAKLAGİLLERDEN
,
FOOD
,
TİRMİS
15 Ekim 2010 Cuma
ŞOKELLA,CEVİZ VE ÜZÜMLÜ KURABİYE
HELLE AŞI
10 Ekim 2010 Pazar
Can Yücel'den.....
O Olmazsa Yaşayamam" Demeyeceksin...
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim" diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Can Yücel
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim" diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Can Yücel
9 Ekim 2010 Cumartesi
Yumurta
YILAN BALIĞI 2
Soslu Yılan Balığı Kardeşimin eşi Şef Mete hazırladı ,çok lezzetliydi , Mete Şef sayesinde yemediğimiz av ve deniz hayvan ürünleri kalmadı gibi. :) |
Etiketler ♥
EEL
,
FOOD
,
YILAN BALIĞI
YILAN BALIĞI 1
Mor Biber
Mor acı biber bunu da Antalya semt pazarından aldık Biberler Elmalı köyünden satılmaya gelmiş tamamını biz aldık . Turşu yaptık birazcık kurutmak için ipe dizdik çok çok acı |
Etiketler ♥
FOOD
,
Mor Biber
,
Purple Peppers
Fasulye
Yeşil Fasulye, Bu fasulye'yi Antalya semt pazarından aldık cinsini ,soyunu bilmiyoruz . çekirdekleri çok ilginç. |
Etiketler ♥
Fasulye
,
FOOD
,
Green Beans
Nar
Hurma Ağacı
Frenk İnciri
Frenk inciri C vitamini yönünden zengin olduğu,bu nedenle vücut direncini artırma, güç ve zindelik verme özelliğinin bulunduğunu biliniyor, ayrıca Kırışık giderici ilaç yapımında kullanılıyor. |
Etiketler ♥
FOOD
,
Frenk İnciri
,
Hint İnciri
,
İlaç
,
Organik gıda
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)